Young Asian man suffering from back pain, shoulder pain and office syndrome.
Kronik ağrılı hastada hekim-hasta
ilişkileri son derece önemlidir. Birçok
kronik ağrılı hasta
hekimlerin kendilerini anlamadığından yakınırlar. Bu
çoğu kez doğrudur. Çünkü hekimlerin aldığı eğitim akut ağrının kontrolüne
yöneliktir. Çoğu hekim ağrı
eşittir ağrı kesici mantığı ile hastaya yaklaşır ve ağrı kesicileri gelişigüzel verir. Ağrının nedeni tam belirlenmediği için bu ağrı kesiciler çoğu kez işe yaramaz ve hasta bir
hekimden diğer hekime gitmeye
başlar.
Bu durumda hasta haklı olarak hekimi suçlar. Hekim de ağrıyı kesemediği
için
içten içe kendini rahatsız hisseder. Aslında hekimin görevi ağrıyı
dindir-
mekten önce ağrının
nedenini bulmaktır. Ağrının nedeni bulunamadığı zaman
hasta da hekim de rahatsız olur.
Örneğin baş ağrısından yakınan bir
hastada
örneğin migrende hiçbir
görüntüleme yöntemi bulgu vermez. Hasta böyle bir
görüntülemede bir şey
bulunmadığı zaman, “Keşke bir şey çıksaydı’’ diye ha-
yıflanır. Çoğu hasta
ağrısının ameliyatlarla dindirilebileceği kanısındadır. Bu
son derece yanlış bir
kanıdır. Cerrahinin kronik ağrıda yeri
sanıldığından çok
daha azdır. Çoğu kez bu
biçimde gerçekleştirilmiş ameliyatlar hastanın ağrısı-
nın azalması yerine artmasına yol açar.
Aynı biçimde, gelişigüzel kullanılan ağrı kesiciler de ağrının artmasına yol
açar. Buna en güzel örnek, gelişigüzel ağrı kesici kullanmaya bağlı olan baş
ağrılarıdır. Bu tip baş ağrıları ağrı kesiciler azaltılıp kesildiğinde kaybolur.
Hekim-hasta ilişkileri ağrılı hastalarda çoğu kez sağlıksız bir biçimde gelişir
ve devam eder.